Cumhurbaşkanı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Cumhurbaşkanı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Kasım 2014 Perşembe

İktisatçı Dr. Cemil Ertem Açıklaması


İktisatçı Dr. Cemil Ertem, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan döneminin ekonomi politikasının yarım kalan 2. Abdülhamit misyonunun tamamlayıcısı olduğunu ve bu noktada Batı ile hesaplaşmanın başladığını, güçlü Türkiye için büyük adımlar atıldığını söyledi.








İktisatçı Dr. Cemil ErtemCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan döneminin ekonomi politikasının yarım kalan 2. Abdülhamit misyonunun tamamlayıcısı olduğunu ve bu noktada Batı ile hesaplaşmanın başladığını, güçlü Türkiye için büyük adımlar atıldığını söyledi.
Moral FM'de yayınlanan Sabah Gündemi programına katılan Ertem, 2. Abdülhamit Han'ın da İstanbul boğaz köprüsü projesi olduğuna dikkat çekerek, "Konya ovası sulama projesi var. Konya ovasını müthiş bir zenginlik olarak değerlendirilmiş. Kudüs'teki petrol yatakları, Musul ve Kerkük'teki petrol yatakları, Bağdat'taki petrol yatakları hepsi tek tek tespit edilmiş. Bir Neft Bakanlığı kurulmuş. Bütün bunlara bağlı olarak yataklar tespit edilmiş, haritalandırılmış ve millileştirilmesi doğrultusunda adımlar atılmış. Hatta şöyle bir şey daha yapmış. Çok ilginçtir ki, 2. Abdülhamit 1881 yılında Duyun-u Umumiye'nin Osmanlı Devleti'nin başına bela edilmesinden sonra bütün bu MusulKerkükBağdat ve Ortadoğu'daki petrol yataklarını kendi mülküne geçirmiştir. Hatta o zaman 2. Abdülhamit'e 'Sen Hırsızsın' diye iftira atılmıştır. Bunun nedeni şudur: Duyun-u Umumiye bunlar el koymasın diyedir. Bunlar padişahın kişisel mülkü olmuştur ama 1909'daki devrim sonrasında tekrar bu yataklar hazineye devredilmiş ve hazineye devredildikten sonra Duyun-u umumiye bunlara el koymuştur. Yani Musul ve Kerkük elimizden 2. Abdülhamit'in hal edilmesinden sonra gitmiştir. Bir daha da hiçbir zaman geri alınamamıştır. ve Lozan'ın en önemli şartlarından birisi Türkiye'nin Misak-ı Milli sınırlarına uzanmamasıydı. Yani siz Musul ve Kerkük petrol yataklarına dokunmayacaksınız. Onlar Türkiye'nin değildir İngiltere'nindir maddesi Lozan'ın baş maddesidir. Lozan'ın en önemli iki maddesi vardır. Bir tanesi Boğaz geçişleridir. Boğaz geçişlerinin Türkiye'nin egemenliğinde olmamasıdır. İkincisi ise Ortadoğu'daki petrol yataklarının Türkiye egemenliğinde ve denetiminde olmamasıdır. 1936'da Montrö ile biraz şekilsel olarak boğaz geçişleri denetimine verildi. Lakin boğazlar batı için her zaman yolgeçen hanı olmuştur. 1936'dak Montrö iyileştirilmesinde Fahri Korutürk itiraf eder: 'Montrö esasında bir iyileştirmedir ama Stalin korkusu yüzünden Batı bunu yapmıştır' der. Dolayısıyla Erdoğan şimdi ne yapıyor? Marmaray ve Kanal İstanbul projesi ile hem Lozan hem Montrö'yü deliyor. Kuzey Irak Kürt Yönetimi ile petrol anlaşması yaparak Musul ve Kerkük'ün petrolünü denetim altına alıyor. İşte bu Batı'yı adeta çıldırttı ve deliye dönderdi. Gezi ayaklanması ve 17-25 Aralık operasyonlarına bu açıdan bakmak gerekir" dedi.
Batı'nın projelere bu sebeple karşı çıktığını belirten Ertem, "Bu projeler Lozan'ın parçalanması demektir. Lozan'ın parçalanması demek yeni bir dönem demektir. Hem Ortadoğu için yeni bir dönem hem Türkiye için yeni bir dönemdir ve Batı'nın Lozan'da kazandığını kaybetmesi demektir. Dolayısıyla hem Kanal İstanbul hem Marmarayprojelerine karşı çıkıyorlar. Marmaray'ın açılışına Japonya Başbakanı Shinzo Abe neden geldi?
Özellikle ÇinJaponya ve Pasifik Marmaray'ı destekliyor. Çünkü yeni İpekyol'u buradan geçiyor. Marmaray ve Kanal İstanbul yeni İpekyolu'nun geçiş alanıdır. Çin'in limanlarından yani Doğu Çin denizi limanlarından Pekin gibi büyük limanlardan başlayan yeni İpekyolu, Türkmenistan-Kırgızistan-Hazar Denizi üzerinden Bakü-Kars-Tiflis-Erzurum demiryolu ile Anadolu'ya bağlanıyor oradan hızlı tren hatlarıyla Marmaray geçişi kullanılarak Avrupa'ya varıyor. Biliyorsunuz daha önceki İpekyolu Güneydoğu'dan geçiyordu. Yeni İpekyolu daha kuzeyden geçiyor ve Anadolu içerisinden boğazları hızlı tren geçişleriyle kullanarak Avrupa'ya varıyor. ve bu şu anda Avrupa ve ABD'nin yaptığı Transatlantik Serbest Pazar Anlaşması'nın esasında alternatifi bir noktada ve onun bir tamamlayıcısı konumunda. Bu anlamda Pekin'den İstanbul-Berlin hattı kuruluyor. Bu hatAlmanya merkezli Avrupa'dan hem Londra'dan bağımsız olarak kuruluyor. Bu esasında yeni bir Dünya demektir. ve bir Doğu kalkınmasının Türkiye üzerinden küreselleşmesi anlamına gelir. Şimdi bütün bu farkındalığı oluşturan Recep Tayyip Erdoğan dönemidir. Bu dönem Türkiye'nin yeniden silkelenip kendine gelmesi dönemidir" diye konuştu. -İstanbul

Cumhurbaşkanlığı'nın teşkilat şeması değişiyor:

Cumhurbaşkanlığı'nın teşkilat şeması değişiyor:

Türkiye'nin halk tarafından seçilen ilk Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan; Cumhurbaşkanlığı teşkilat şemasında köklü bir değişiklik yapmaya hazırlanıyor.

Cumhurbaşkanlığı'nın teşkilat şeması içinde Cumhuriyet tarihinde ilk kez etkili bir 'başkanlık birimi sistemi' oluşturulacak. Bu başkanlıklar; iç güvenlikten büyük yatırımlara kadar bir dizi alandaki icraatları yakından takip ederek Erdoğan için özel dosyalar hazırlayacak. Cumhurbaşkanlığıteşkilatı içinde 12 ayrı başkanlığın oluşturulmasının planlandığı öğrenildi.
Erdoğan'a yetki veren kararname
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar kamuoyunun fazla gündemine gelmeyen bir yetkiyi kullanmayı planlıyor. 1982 anayasası ile yeni bir düzenleyici işlem türü olarak Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ihdas edildi. Bu kararname yetkisi, Cumhurbaşkanı makamını güçlendiren bir özelliğe sahip. Erdoğan, cumhurbaşkanı teşkilatını istediği gibi tek başına imzalayacağı kararname ile düzenleyebilme yetkisine sahip.
Demirel 23 başdanışman ile çalıştı
Cumhurbaşkanlığı'nda İsmet İnönü 1, Cevdet Sunay 4, Fahri Korutürk 4, Kenan Evren 13 danışman ile çalıştı. Özal; Köşk'e çıktıktan sonra 17 başdanışman ve 6 danışman ile çalıştı. Demirel döneminde ise Köşk'te 23 başdanışman ve 23 danışman olmak üzere 46 kişi görev yaptı.Ahmet Necdet Sezer döneminde Köşk'te 2 başdanışman ile 3 danışman görev yaptı. Sezer döneminde görev yapan başdanışman ve danışmanların tümü Dışişleri Bakanlığı personeli idi ve görev gereği atamaları yapılmıştı. Abdullah Gül ise bazı isimler zaman içinde değişse de kadro itibariyle 6 başdanışman ve 3 danışman ile çalışmayı tercih etti.
12 yeni birime 12 başkan
Gül döneminde, danışmanların yanısıra Cumhurbaşkanlığı teşkilat şeması içinde şu 4 başkanlık yer alıyordu: İdari ve Mali İşler; Kurumsal İletişim, Bilişim Teknolojileri ve İnsan Kaynakları.
Milliyet.com.tr'nin edindiği bilgilere göre; Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı'nın teşkilat şemasında köklü bir değişikliğe hazırlanıyor. Teşkilat yapısı içindeki başkanlık birimleri etkili hale getirilecek. 12 başkanlık oluşturulması planlanıyor. Bu başkanlıklar; iç güvenlik, dışişleri, savunma, yatırımlar ve enerji gibi konularda oluşturulacak. Bu başkanlıkların başına da, Erdoğan'ın yakın ekibi içinde yer alan güçlü isimler getirilecek. Erdoğan, böylece 3. havalimanı ve köprüden çözüm sürecindeki gelişmelere dek icraat alanında yer alan bir dizi gelişmeyi, bu başkanlıklar kanalıyla yakından izleyecek. Örnek vermek gerekirse yatırım ve büyük projelerle ilgili başkanlığa eski bakanlardanBinali Yıldırım'ın getirilmesi bekleniyor. Teşkilat şemasındaki değişikliğin Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı'na Sarayı'na taşınılmasıyla hayata geçirileceği konuşuluyor.

19 Kasım 2014 Çarşamba

Erdoğan, Alevi Komşularını Anlattı

Erdoğan, Alevi Komşularını Anlattı 

Cumhurbaşkanı adayı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Bizim aynı apartmanda Alevi komşularım vardı. Gayet iyiydik. Anacağım onların elbiselerini dikerdi. Biz böyle büyüdük, böyle yetiştik, ayrım nedir görmedik. Kılıçdaroğlu ağzından çıkanı kulağın duysun” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Kılıçdaroğlu, bu ülkede Alevi vatandaş diyemiyordu. Şimdi söyleyebiliyor. Bunlar zenginliktir, fakirlik değil. Birlikten çokluk doğar. Hemen kalemşörleri devreye girdi. Ayrımcılık yapıyor diye. Bu topraklarda Alevisiyle, Sünnisiyle birlikte yaşadık. Yeter ki silahlı eylemlere sarılmasınlar. Bunlar olmadığı sürece biz bir olacağız, iri olacağız. Ben aynı apartmanda Alevi komşularım vardı. Gayet iyiydik. Anacağım onların elbiselerini dikerdi.
Biz böyle büyüdük, böyle yetiştik, ayrım nedir görmedik. Kılıçdaroğlu ağzından çıkanı kulağın duysun. Muhalefetin siyasetine prim vermeyeceğiz. Bölücü terör örgütünü arkasına alan parti benim partililerimi tehdit ederek istifa ettiriyordu.
Kayseri nasıl ki bir oldu, beraber oldu nasıl ki dünya markası haline geldiyse Türkiye’de dünya markası olacak. Önceki akşam Keşan’da hamd olsun bir özel sektör firması tarafından üretilen insansız hava aracı uçuruldu ve yaklaşık 30 bin feete kadar çıktı. 24 saat 30 dakika kalarak havada rekora imza attı. Türkiye dünyanın her yerinde mazlumlara ulaşıyor. Herkes sırtını dönerken Türkiye Gazze’deki, Suriye’deki, Irak’taki mazlumların yardımına koşuyor. Tek gayemiz ülkemizi adaletle kalkındırmak”.

"SANDIĞA GİDİN"
Herkesi sandığa gitmeye çağıran Başbakan Erdoğan, “Özgür iradenizle yeni Türkiye için oylarınızı kullanın. Sandık görevlilerine sesleniyorum. Sabahın erken saatinde sandık başında yerlerinizi alın. Oy pusulalarına sahip çıkın. Eşit şartlarda seçim yarışında değiliz. Doğru biz AK Parti olarak destekleniyoruz. Ekmel sen 10 parti ile yola çıktın, biz tek parti. Doğru eşit şartlarda yürümüyoruz. Onların yandaş medyaları da malum, bizi destekleyenler de malum. Kırk çürük yumurtadan bir sağlam yumurta etmez. İnşallah 10 Ağustos’ta milli irade olarak oyunuzu kullandığınızda, ‘Milletin seçtiği ilk cumhurbaşkanlığı seçiminde oy kullandım’ diyeceksiniz. ‘O seçimde ben dedeniz, dayınız, amcanız oy kullandım’ diyeceksiniz. Bu seçimde kullanacağımız oyların hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum” diye konuştu.
(İHA)


Öne Çıkan Yayın

Merhaba ! Bloğumuzu Geri Aldık!

Uzun uğraşlar sonucu bloğumuzu geri aldık. Kaldığımız yerden devam edebiliriz :) Telif hakkı olduğunu düşünüyorsan lütfen sağ kutudan ilet...

rek