Cumhurbaskanı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Cumhurbaskanı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Aralık 2014 Pazartesi

Rusya ile 4 engel var!

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya ve Türkiye arasında ortak bakanlar kurulu gibi çalışan Üst Düzey İşbirliği Konseyi (ÜDİK) toplantısı için bugün Ankara'da olacak. Günübirlik yapılacak ziyarette ekonomik ve ticari ilişkiler, enerji projeleri, turizm alanındaki gelişmeler, bölgesel ve uluslararası sorunlar ele alınacak.
10 CİVARINDA ANLAŞMA İMZALANACAK
İki ülke arasında ilişkileri kurumsal boyuta taşıyan ÜDİK'te 2010'dan bu yana Türkiye'yi Başbakan temsil ediyordu. İcra ile ilgili konuların ele alınacağı toplantıya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılması anlamlı olacak. 10'a yakın bakanla Türkiye'ye çıkarma yapacak Putin devlet töreni ile karşılanacak ve Anıtkabir'e çelenk bırakacak. Rusya ve Türkiye arasında ticari ilişkilerin önündeki engellerin kaldırılması için yol haritası belirlenecek ve 10 civarında anlaşma imzalanacak.
HEDEF 2020
Rusya ve Türkiye arasında Suriye, Kırım, Ukrayna, Kıbrıs, Yukarı Karabağ ve diğer dış politikada farklı yaklaşımlar olduğunu taraflar teyit ediyor. Türkiye ve Rusya uluslararası konularda var olan farklı yaklaşımlara rağmen ikili ticari ve ekonomik ilişkileri ileri taşımak için çaba sarf ediyor. Ekonomik ve ticari ilişkilerin ele alındığı Karma Ekonomik Konseyi (KEK) 13. dönem toplantıları Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ve Rusya Enerji Bakanı Aleksandr Novak'ın katılımı ile Moskova'da yapıldı. Görüşmelerde iki ülke ticaret hacminin 2020'ye kadar 100 milyar dolara çıkarılması yönündeki hedef teyit edildi.

TÜRKİYE'DEN RUSYA'YA İHRACAT 2014'DE YÜZDE 15 GERİLEDİ
Ocak 2010'da Kremlin'de yapılan Putin – Erdoğan görüşmesinde 5 yıl içinde 100 milyar dolar toplam ticaret hacmi hedefi belirlenmişti. Sonra tarih 2020 olarak revize edildi. 2008'de 38 milyar doları aşan toplam ticaret hacminin 2014 sonunda 32-33 milyar dolar seviyesinde kalması bekleniyor. Türkiye'den Rusya'ya yönelik ihracat rakamı ise 6 milyar dolar civarında. Bu rakam geçen yıla göre yüzde 15 daha az. Eksi yönlü gidişi durdurmak ve 3 kat büyümek için acil stratejik planlamaya ihtiyaç var. Üst seviyede belirlenen siyasi kararların uygulanması aşamasında atılan adımlar çok cılız. Birkaç şirketin tekeline bırakılan Basitleştirilmiş Gümrük Hattı verimli çalışmıyor. Süt, peynir, balık, tavuk ve yumurta gibi ürünlere ihracat çeşitliliğinin sağlanması önemli gelişme. Ancak bunun alt yapısını hazırlamadan ilerleme sağlamak mümkün değil.

RUSYA EN AZ 40 BİN TIR KOTASI VERMELİ
Türkiye, Ukrayna krizi nedeni ile yaptırım uygulayan Batılı ülkelerden gıda alımını durduran Rusya'ya gıda satışında yeni fırsat yakaladı. Türkiye 1,3 milyar dolar civarında olan gıda satışını 2015 sonuna kadar iki katına çıkarmak istiyor. Türk ürünlerinin Rusya pazarına girişinde dört önemli sorun var. Türkiye'den Rusya'ya girecek TIR sayısı yıllık bazda 9 binle sınırlı. Diğer ülke TIR'ları ile birlikte bu rakam 37 bini buluyor. Diğer ülke kotalarının kullanılması ulaşım maliyetlerini artırıyor. Türkiye'den Rusya'ya gönderilen malın yüzde 60'ının karayolu ile yapıldığı düşünülürse TIR sorunu çözülmeden gıda ihracatının iki katına çıkarılması ya da 100 milyar dolar toplam ticaret hacmine ulaşılması kolay olmayacak.

RUSYA'YA İHRACATTA TEŞVİKLER GÖZDEN GEÇİRİLMELİ
İkinci sorun ise ürün bazında uygulanan kotalar. Rusya tavuk alımında ABD ve diğer ülkelere kota veriyor. Türkiye'nin de diğer ülkeler kotasından yararlanma şansı var. Ancak bunların dağıtımında devreye giren aracılar Türk ürünlerini talep etmeyebiliyor. Her zaman çalıştığı Latin Amerika ülkeleri daha avantajlı buluyor. Tavuğun Türkiye'den çıkış tonu 2 bin doları bulurken, Latin Amerika ülkelerinden gelen tavuğun tonu bin 800 dolara Rus marketlerinde rafa konuyor. Türkiye'den gönderilen tavuk ise daha çok kıyma ve düşük rakamlı diğer ürünlerden oluşuyor. Rafta rekabet edebilmesi için ihracat teşviklerinin gözden geçirilmesi gerekiyor.
RUSYA STANDARTLARI AB İLE AYNI DEĞİL
Üçüncü sorun ise Türk üreticilerin Avrupa pazarını dikkate alarak Rusya'ya mal göndermeleri. Rusya'nın standartları AB'den çok farklı. Hormon miktarı, hijyen ve sağlık denetimleri Rusya gümrüklerinde artık daha sıkı yapılıyor. Evrakta yaşanan sorunlar ya da Rusya standartlarına uymadığı için Türk ürünleri kapılarda takılabiliyor. Gıda ihracatının artmasının ardından bu miktarların da artma riski var. Üreticinin Rusya standartları konusunda bilgilendirilmesi kapasite artışına önemli katkı sağlayabilir. Putin'in Ankara ziyaretinde karşılıklı olarak tüm belgelerin kabulünü öngören anlaşma önemli bir katkı sağlayabilir.

RUSYA EKONOMİK MODEL DEĞİŞTİRDİ
Ukrayna krizi ile birlikte yaptırım baskısı altında olan Rusya artık ithal ikame modeline geçti. Rublenin zayıflaması yerli üreticiyi avantajlı konuma getirirken, ithal ürünlerin rekabet şansını zayıflattı. Rusya tarım sektörü başta olmak üzere yerli üretimi teşvik sürecine girdi. TIR'lara doldurup Rusya'ya mal satmak uzun vadeli işleyecek bir yol olmayabilir. Yaş meyve ve sebzenin dışında bir çok üründe Rusya'da yatırım imkanları da değerlendirilebilir.

19 Kasım 2014 Çarşamba

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Mescid-i Aksa Saldırısına Sert Tepki


Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Mescid-i Aksa Saldırısına Sert Tepki

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yaptığı barbarca saldırıyı hep birlikte üzülerek yaşadık. 'Bize ne' deme lüksümüz var mı? 'Filistin'in meselesi bizi ilgilendirmez' deme imkanımız var mı? O saldırı, Türkiye'ye yapılmış bir saldırıdır. Çünkü Mescid-i Aksa Filistinlilerin değil, hepimizin ortak mescidi, hepimizin en kutsal mekanlarından biridir. Kendi mescitlerimize, camilerimize kirli postallarla girmek neyse Mescid-i Aksa'ya girmekte aynen odur" dedi.
TÜRK - CEZAYİR İŞ FORMU'NDA KONUŞTU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi temaslarda bulunmak üzere bulunduğuCezayir'de Türk-Cezayir İş Forumu toplantısında iş dünyası temsilcilerine hitap etti. Forumda, Erdoğan'a Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci eşlik ederken, Cezayir Başbakanı Abdulmalik Sellal'da foruma katıldı.
Erdoğan, Cezayir'in 'Kuzey Afrika'nın parlayan yıldızı' olduğunu dile getirerek, Türkiye ileCezayir'in işbirliğini arttırması gerektiğini söyledi. Erdoğan, Türkiye'den 244 müteahhitlik firmasının Cezayir'de 11 milyar dolar tutarında proje üstlendiklerini kaydetti.Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi; "Risk siyasette ve ticarette olmazsa olmaz şartlardan bir tanesidir. Daha ileri gidiyorum, risk yaşamda da var. Hiç, normal yolunuzda gidersiniz, bir taşa takılır orada çökersiniz, hayat bitmiş. Hiç umulmadık bir anda trafik kazasında ölebilirsiniz. Bunlar hayatın riskleridir. Tekstil sektörümüzün de Cezayir'e yönelik önemli projeleri var... İşsizlik büyük bir beladır. Ama işsizliği gidermek bizim görevimizdir. Ne kadar azaltırsak o kadar başarılıyız demektir. Türkiyeli işadamlarınınCezayir'de yatırımları dikkate değer boyuta ulaştı ve inanıyorum ki daha fazla kolaylık sağlandığında bu katkılar artacaktır."
"TÜM SORUNLARA YERLİ ÇÖZÜMLER ÜRETMEK KAÇINILMAZ BİR HAL ALMIŞTIR''
"Bölgemizde tarihin akışını değiştirecek güçte çok önemli gelişmelerin yaşandığını şahit oluyoruz" diyen Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti; "Bizim önümüzdeki soru şu; bu değişimi bu bölgenin halkları mı kontrol edecek yoksa son asırlarda yaşandığımız gibi dışarıdan birilerimi kontrol edecek? Biz kendi sorunlarımıza ithal çözümler ürettiğimizde sorunlar çözülmüyor. Dışarıdan bir müdahale değil, kendi içinde çözüm. Bu bölgenin gerçek sahipleri, sakinleri olarak tüm sorunlara yerli çözümler üretmek kaçınılmaz bir hal almıştır. Bölgenin enerji kaynaklarının bölge ekonomileirini uçuracak bir potansiyele sahip olduğunu görüyorsunuz. Bütün bu zenginliklere rağmen Kuzey Afrika'nın da Ortadoğu'nun yapay sorunlarla enerjisini, vaktini heba ettiğine şahit oluyoruz. Bir kardeşimizin, kardeş ülkenin yaşadığı mağduriyet asla bizim çıkarımıza olamaz.''
"MESCİD-İ AKSA FİLİSTİNLİLERİN DEĞİL, HEPİMİZİN ORTAK MESCİDİDİR"
Erdoğan, İsrail'in Mescid-i Aksa'ya düzenlediği baskını eleştirerek; ' 'İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yaptığı barbarca saldırıyı hep birlikte üzülerek yaşadık. 'Bize ne'e deme lüksümüz var mı? 'Filistin'in meselesi bizi ilgilendirmez' deme imkanımız var mı? O saldırı Türkiye'ye yapılmış saldırıdır. Cezayir'e yapılmış bir saldırıdır. Çünkü Mescid-i Aksa Filistinlilerin değil, hepimizin ortak mescididir. İşte bölgenin tüm meselelerini Filistin kadar, Suriye,Mısır sorunlarını bütüncül olarak ele almak durumundayız. Biz artık bu coğrafyada huzur, barış istiyoruz. Türkiye olarak istiyoruzki bölgenin tüm ülkeri huzur içinde yaşasınlar.Cezayir sorun yaşadığında kendimiz sorun yaşıyor gibi üzülürüz. Mesele sadece ekonomi meselesi değil, mesele kardeşlik meselesidir'' diye konuştu.

Öne Çıkan Yayın

Merhaba ! Bloğumuzu Geri Aldık!

Uzun uğraşlar sonucu bloğumuzu geri aldık. Kaldığımız yerden devam edebiliriz :) Telif hakkı olduğunu düşünüyorsan lütfen sağ kutudan ilet...

rek