Recep tayip erdoğan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Recep tayip erdoğan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Kasım 2014 Perşembe

Hep Fitne Sokmaya çalıştılar

"hep Fitne Sokmaya çalıştılar" 

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Erdoğan, AK Parti içinde nifak çıkması için uğraşanların başarısız olduğunu, gelecekte de başarısız olacağını söyledi.
Kayseri Cumhuriyet Meydanı’nda vatandaşlara seslenen Başbakan Erdoğan’a Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut, AK Parti Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş ve Kayseri milletvekilleri eşlik etti.
"Bu önemli seçimde de Kayseri’yi yine finale bıraktık" diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Pazar günü sandığa gidiyoruz. Milletin adayını cumhurbaşkanlığına taşıyoruz. Rabb’im Türkiye için bir milat olan 10 Ağustos’u hayırlara vesile kılsın. 2007 yılındaki süreci siz çok yakından takip ettiniz. 11. cumhurbaşkanını seçmek üzere hazırlıklarımıza başladık. Adayımızı açıkladık ve ‘Cumhurbaşkanı adayımız kardeşim Abdullah Gül’ dedik. Kayseri Milletvekilimizi, yol arkadaşımızı 11. cumhurbaşkanı olmak üzere aday gösterdik. Geçmişte cumhurbaşkanlığı süreçleri nasıl işlediyse aynısını yaptık. İşte o esnada demokrasiden, milli iradenen hazzetmeyenler devreye girdiler. Cumhuriyet tarihi boyunca yapmaya çalıştıklarını yaptılar. AK Partili cumhurbaşkanı seçtirmeyeceğiz dediler. 367 garabetini ortaya çıkardılar. Demirel ve Sezer’in seçiminde olmayan şartları öne çıkardılar. Anayasa Mahkemesi de 367 şartını bize dayatı. Vazgeçebilirdik, geri adım atabilirdik, uzlaşma adı altında dışarıdan dayatılacak sipariş adaylara boyun eğebilirdik ama bunu yapmadık. Biz milletin partisiyiz, bize milletten başka kimse istikamet çizemez dedik. Danıştay’a saldırı yapıp gözdağı vermeye çalıştılar, hukuku çiğnediler, ’Öyleyse hodri meydan’ dedik. Millet yüzde 47 ile bizim arkamızda olduğunu gösterdi. 1938’den beri Türkiye için kriz sebebi olan, her seferinde tartışmalara yol açan cumhurbaşkanlığı seçimini artık parlamentodan alalım millete verelim, dedik. Bunun kararını çıkardık. Millet ne dedi, yüzde 69 oy oranı ile vekiller değil, biz seçeceğiz dedi. Onu da engellemeye çalıştılar. Anayasa değişikliği dönemin cumhurbaşkanı tarafından veto edildi ama halk oylamasını aşamadılar. Böylece bir dönemi kapattık 2007 yılında cumhurbaşkanlığı makamını bir vesayet makamı olmaktan çıkardık. 7 yıl Sayın Abdullah Gül ile son derece başarılı bir dönem geçirdik. Bu süreci hazmedemeyenler devamlı nifak tohumları ektiler. Ülkemiz için yaptıklarımızdan dolayı hep fitne sokmaya çalıştılar. Bunlardan biri de Bahçeliydi. Sayın Cumhurbaşkanımızı çok seviyor. Onun için araya nasıl bir fitne atarım diye çalışıyor. Devlet Bahçeli, biz bu makamlara milletle geldik. Siz yüzde 13’te kaldınız. Zerre kadar yüz olsa 16 yıldır o koltukta oturuyorsun çeker gidersin, ‘Ben bu işi başaramadım başkası gelsin’ dersin ama bunu yapacak irade yok. ’Kılıçdaroğlu sen gidecek misin?’ dedim, hayır, onlar bu yola iktidara talip olmak için çıkmıyorlar. Onlar sadece partilerinin koltuğunda oturmak için çıkıyorlar. Onlarda hizmet siyaseti yok. Biz bu yola çıktığımız andan itibaren birileri pusuya yattılar. Partimiz içinde nifak çıksın diye çok uğraştılar. Hiçbir zaman bunu başaramadılar. Bizim nasıl bir dava ahlakının sahibi olduğumuzu hiçbir zaman anlamadılar. Biz kökü Selçuklu’da olan ulu bir çınarın dallarıyız. Biz bu yola dün çıkmadık. Biz asırlardır bu kutlu yolda yürüyenlerin takipçileriyiz. Bizim davamızda sinsilik yok, arkadaşının kuyusunu kazmak yoktur. Millete hizmet yolunda bencillik yoktur. Haçlılar geldiler, bu toprakları işgal ettiler, umudumuzu yitirmedik. Moğollar geldi işgal etti, umudumuzu yitirmedik. Çanakkale’de, Sevr’de boyun eğmedik. Ezanımızı susturdular ama biz susmadık. Camilerimizi yıktılar ama biz yıkılmadık. Hapsettiler, tehdit ettiler, seçtiğimiz başbakanı idam ettiler sinmedik. Her seferinde, ’Allah’ın yardımı yakındır’ dedik. ’Sabreden zafere erişir’ dedik. İnşallah bu dava bu şekilde istikbale yürüyecek" diye konuştu.

"BAKİ OLAN DAVADIR"
"İsimler fanidir. Baki olan davadır" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Asırlar boyunca isimler üzerine bina edilmiş davaların peşinden gitmedik. Bizim dava sancağımızı omuzlayacak nice Genç Osmanlarımız var. Biz nifak için pusuda yatanları sevindirmeyeceğiz. AK Parti içinde sorun çıksın diye el ovuşturanlara, Bahçeli’ye, Kılıçdaroğlu’na prim vermeyeceğiz. Bizim ülkemiz için yapacak daha çok işimiz var. Büyük güne bir gün kaldı. Milletimizin takdiri ile milletin adayı emaneti devralacak. Reklam filmine MHP tahammül edemedi. Orda ezan vardı, seccade vardı, namaza durmuş Anadolu anası vardı. Bunlara MHP itiraz etti YSK da kabul etti. Ne oldu? Biz filmi durdurduk mu? Devam ediyor. Buyurun, ‘Şu ezanlar ki şehadetleri dinin demeli, ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.’ Kardeşlerim işte bu Bahçeli bu, MHP bu, bunların kutsalı yok. Bunlarda sadece istismar var. Millet inşallah işte o filmde gördüğünüz gibi devletin parlayan yıldızını inşallah ehline devredecek. 28 Ağustos’tan itibaren devlet ve millet bir daha muhabbetle kucaklaşacak. 10 Ağustos öncesinde muhalefetin durumu içler acısı. Evlere şenlik aday siyaseti bilmiyor, İstiklal Marşı’nı bilmiyor. ’30 günde seçim olur mu?’ diyor. Keşke ona 40 gün daha ekleseydik de bunun ne olduğu da ortaya çıksaydı. En iyi bildiği konunun edebiyat ve tarih olduğunu söylüyordu. Orada da çaktı. Yahya Kemal’in Süleymaniye’de Bayram Namazı diye bir şiiri yok, Süleymaniye’de Bayram Sabahı diye şiiri var. Çarkçı Kemal’i biliyorduk ama bir de çarkçı Ekmel çıktı. Ordu’da partimize ihanet eden birini yanına almış, AK Partili Ertuğrul Özkök diyor. Herhalde Ertuğrul Özkök kalpten gitmiştir. Tamamen bilyeler dağılmış durumda. Hal bu. CHP’ye gönül veren kardeşlerime sesleniyorum. Buna mı oy vereceksiniz? Ey MHP’ye gönül veren kardeşlerim. Siz milliyetçisiniz. İstiklal Marşı’nı bile bilmeyen bu adaya nasıl oy vereceksiniz? Ekmel bu sıradan bir şiir değil, bu İstiklal Marşı. Bu adayı kimlerin desteklediğini görün. Pensilvanya 3 gün üst üste beddua seanslarıyla bu adayın arkasında. Almanların dergisi de bu adayın arkasında. Bölgenin tüm diktatörleri bu adayın arkasında. Nerede milletin hasmı varsa bu adayın arkasında. Büyük Türkiye’den rahatsız olanlar bu adayın arkasında. İşte onun için CHP ve MHP’ye, SP’ye, BBP’ye gönül veren kardeşim bu monşer adaya oy vermeyecekler. 10 Ağustos Türkiye’nin 77 milyonun kazanacağı bir milat olacak."
(İHA) 


İktisatçı Dr. Cemil Ertem Açıklaması


İktisatçı Dr. Cemil Ertem, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan döneminin ekonomi politikasının yarım kalan 2. Abdülhamit misyonunun tamamlayıcısı olduğunu ve bu noktada Batı ile hesaplaşmanın başladığını, güçlü Türkiye için büyük adımlar atıldığını söyledi.








İktisatçı Dr. Cemil ErtemCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan döneminin ekonomi politikasının yarım kalan 2. Abdülhamit misyonunun tamamlayıcısı olduğunu ve bu noktada Batı ile hesaplaşmanın başladığını, güçlü Türkiye için büyük adımlar atıldığını söyledi.
Moral FM'de yayınlanan Sabah Gündemi programına katılan Ertem, 2. Abdülhamit Han'ın da İstanbul boğaz köprüsü projesi olduğuna dikkat çekerek, "Konya ovası sulama projesi var. Konya ovasını müthiş bir zenginlik olarak değerlendirilmiş. Kudüs'teki petrol yatakları, Musul ve Kerkük'teki petrol yatakları, Bağdat'taki petrol yatakları hepsi tek tek tespit edilmiş. Bir Neft Bakanlığı kurulmuş. Bütün bunlara bağlı olarak yataklar tespit edilmiş, haritalandırılmış ve millileştirilmesi doğrultusunda adımlar atılmış. Hatta şöyle bir şey daha yapmış. Çok ilginçtir ki, 2. Abdülhamit 1881 yılında Duyun-u Umumiye'nin Osmanlı Devleti'nin başına bela edilmesinden sonra bütün bu MusulKerkükBağdat ve Ortadoğu'daki petrol yataklarını kendi mülküne geçirmiştir. Hatta o zaman 2. Abdülhamit'e 'Sen Hırsızsın' diye iftira atılmıştır. Bunun nedeni şudur: Duyun-u Umumiye bunlar el koymasın diyedir. Bunlar padişahın kişisel mülkü olmuştur ama 1909'daki devrim sonrasında tekrar bu yataklar hazineye devredilmiş ve hazineye devredildikten sonra Duyun-u umumiye bunlara el koymuştur. Yani Musul ve Kerkük elimizden 2. Abdülhamit'in hal edilmesinden sonra gitmiştir. Bir daha da hiçbir zaman geri alınamamıştır. ve Lozan'ın en önemli şartlarından birisi Türkiye'nin Misak-ı Milli sınırlarına uzanmamasıydı. Yani siz Musul ve Kerkük petrol yataklarına dokunmayacaksınız. Onlar Türkiye'nin değildir İngiltere'nindir maddesi Lozan'ın baş maddesidir. Lozan'ın en önemli iki maddesi vardır. Bir tanesi Boğaz geçişleridir. Boğaz geçişlerinin Türkiye'nin egemenliğinde olmamasıdır. İkincisi ise Ortadoğu'daki petrol yataklarının Türkiye egemenliğinde ve denetiminde olmamasıdır. 1936'da Montrö ile biraz şekilsel olarak boğaz geçişleri denetimine verildi. Lakin boğazlar batı için her zaman yolgeçen hanı olmuştur. 1936'dak Montrö iyileştirilmesinde Fahri Korutürk itiraf eder: 'Montrö esasında bir iyileştirmedir ama Stalin korkusu yüzünden Batı bunu yapmıştır' der. Dolayısıyla Erdoğan şimdi ne yapıyor? Marmaray ve Kanal İstanbul projesi ile hem Lozan hem Montrö'yü deliyor. Kuzey Irak Kürt Yönetimi ile petrol anlaşması yaparak Musul ve Kerkük'ün petrolünü denetim altına alıyor. İşte bu Batı'yı adeta çıldırttı ve deliye dönderdi. Gezi ayaklanması ve 17-25 Aralık operasyonlarına bu açıdan bakmak gerekir" dedi.
Batı'nın projelere bu sebeple karşı çıktığını belirten Ertem, "Bu projeler Lozan'ın parçalanması demektir. Lozan'ın parçalanması demek yeni bir dönem demektir. Hem Ortadoğu için yeni bir dönem hem Türkiye için yeni bir dönemdir ve Batı'nın Lozan'da kazandığını kaybetmesi demektir. Dolayısıyla hem Kanal İstanbul hem Marmarayprojelerine karşı çıkıyorlar. Marmaray'ın açılışına Japonya Başbakanı Shinzo Abe neden geldi?
Özellikle ÇinJaponya ve Pasifik Marmaray'ı destekliyor. Çünkü yeni İpekyol'u buradan geçiyor. Marmaray ve Kanal İstanbul yeni İpekyolu'nun geçiş alanıdır. Çin'in limanlarından yani Doğu Çin denizi limanlarından Pekin gibi büyük limanlardan başlayan yeni İpekyolu, Türkmenistan-Kırgızistan-Hazar Denizi üzerinden Bakü-Kars-Tiflis-Erzurum demiryolu ile Anadolu'ya bağlanıyor oradan hızlı tren hatlarıyla Marmaray geçişi kullanılarak Avrupa'ya varıyor. Biliyorsunuz daha önceki İpekyolu Güneydoğu'dan geçiyordu. Yeni İpekyolu daha kuzeyden geçiyor ve Anadolu içerisinden boğazları hızlı tren geçişleriyle kullanarak Avrupa'ya varıyor. ve bu şu anda Avrupa ve ABD'nin yaptığı Transatlantik Serbest Pazar Anlaşması'nın esasında alternatifi bir noktada ve onun bir tamamlayıcısı konumunda. Bu anlamda Pekin'den İstanbul-Berlin hattı kuruluyor. Bu hatAlmanya merkezli Avrupa'dan hem Londra'dan bağımsız olarak kuruluyor. Bu esasında yeni bir Dünya demektir. ve bir Doğu kalkınmasının Türkiye üzerinden küreselleşmesi anlamına gelir. Şimdi bütün bu farkındalığı oluşturan Recep Tayyip Erdoğan dönemidir. Bu dönem Türkiye'nin yeniden silkelenip kendine gelmesi dönemidir" diye konuştu. -İstanbul

Öne Çıkan Yayın

Merhaba ! Bloğumuzu Geri Aldık!

Uzun uğraşlar sonucu bloğumuzu geri aldık. Kaldığımız yerden devam edebiliriz :) Telif hakkı olduğunu düşünüyorsan lütfen sağ kutudan ilet...

rek